+90 553 002 9888

Hastalık Kaygısında Google Araması

Hastalık Kaygısı Bozukluğunda Google Araması 

Bu yazıda odak noktası herhangi bir biyolojik sağlık sorunu olmamasına rağmen bir bedensel belirti ya da normalin dışında bir durum fark ettiklerinde sürekli olarak Google araması yapan, bu konuda dikkat ve işlevselliklerini kaybeden kaygı bozukluğu tanılı bireylerdir. Herhangi bir sağlık sorunu yaşadığınızı düşünüyorsanız bir hekime danışınız. 

Hastalık kaygısı yaşayan kişi normalden farklı bir uyaranla karşılaştığında aklına şüphe düşünceleri gelmeye başlar. Örneğin, bedeninde normalin dışında bir belirti fark ettiğinde ne olup bittiğini öğrenmek için bu belirtiyi Google’da aratır. Sonrasında karşısına çıkan örnekleri okumaya başladıkça evhamı ve kaygısı artar. Arttıkça da daha çok araştırma yapar. Hatta çoğu zaman şöyle bir örüntü olur.

 

Google Araması Örnek Senaryo

Baş ağrısı başlar. Bir süre devam eder ve kişi Google araması yapar.

Baş ağrısında olabilecek tüm uç ve felaket içeren bilgi ya da vakalarla karşılaşır. Çünkü birçok site haber değeri olan ve tıklanma getirecek içerikleri oluşturmaya çalışır. Ek olarak, insanlar yaşadığı sıradan deneyimleri paylaşma gereği sıklıkla duymaz, daha çok ilginç ve uç örnekleri yorum/blog sitelerinde paylaşırlar. Dolayısıyla bunları okuyan kişi, çoğunlukla olumsuz deneyimler yaşayan kişi ve durumlara aşırı ve seçici maruz kalmış olur.

Yazılı vakalarla karşılaşan kişi, kendisinde olabileceğini düşündüğü bir ya da birkaç tanıya karar verir. Bu tanıların diğer belirtilerine bakmaya başlar. Okuduğu diğer belirtilerin bazılarının da kendisinde olduğunu düşündüğünde artık baş ağrısını değil daha çok yeni tanıyı araştırmaya başlar. Sonrasında ise bu tanı hakkında hastaların görüşlerini ya da tedavi şekillerini inceler. Kişi tanıyı kendine koymuştur artık ve beyninde bir hastalık olduğuna ikna olmuş haldedir. Başlangıçtaki noktadan çok uzakta, bir hastalık içindedir. Giderek kaygısı alevlenir, saatlerce araştırma yapar. Çok kaygılı olduğu için doktora gitmekten kaçınabilir. Bazıları ise, defalarca kez doktora gitse de hiçbir şeyi olmadığına ikna olmaz. Muhakkak hastalık yaşadığını düşünür. 

Sonucunda ise yaşanılan psikolojik savaş, kişiyi çok yorar. Ağlama atakları, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, iştahsızlık, uyku sorunları gibi durumlar aşırı kaygılanma sonrasında sıklıkla yaşanır. 

 

Google Araması Sonucu Belirtiler Artıyor Gibi Gelebilir 

Google araması sonucunda karşılaşılan vakalar ve bilgiler kişinin kaygı ve stresini arttırır. Yaşanılan psikolojik gerilim ve felaket düşünceleri sonrasında beyin bir olumsuz olduğunu fark edip kendini bu olumsuzluktan koruma amacıyla Sempatik Sinir Sistemi aktivasyonunu başlatır. Bu sistem, insanı gerçekte var olan tehlikelerden korumak için çalışan bir sistemidir. Kaygı verici bir düşünce ya da uyaran akla geldiğinde çalışan amigdala ve ardından sempatik sistem vücutta bir alarm durumunu başlatmış olur. Tekrar etmek gerekirse bu alarm durumunda amaç; insanı tehlikeden koruyabilme ve hayatta tutabilmektir. Bu sistem aktif olduğunda bedende şunlar olur:  

  • Kalp daha hızlı kan pompalar.
  • Göz bebekleri büyür. Bu sayede göz bebekleri daha fazla ışık alır ve görüş iyileşir.
  • Tükürük bezleri daha az çalışır, stres anında örneğin sunum yaparken sık sık su içme ihtiyacı bu sebepledir.
  • Akciğer daha hızlı çalışır. Vücuda daha fazla oksijen alıp, yakım için dokulara aktarılır.
  • Karaciğerin glukoz salgılaması hızlanır. Amaç vücuda daha fazla enerji sağlamaktır.
  • Böbreküstü bezleri vücutta enerji patlaması yaratan adrenalin ve noradrenalin hormonu salgılamaya başlar.
  • Gastrointestinal yolda besinlerin sindirimi yavaşlatılır. Çünkü sindirim için kullanılacak enerji daha farklı alanlara aktarılır.

Söz konusu belirtiler de kişide yanlış yorumlanabilir. Kalp çarpıntısını, kalp krizi ya da hızlı nefes alma sonucu oluşan baş dönmesini bayılma, ölme hissi olarak yorumlayabilir. Sistem hayatta kalma üzerine performans gösterirken, kaygı atağı yaşayan kişi öleceğini zanneder

Beyin, ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıyadır artık. Çünkü, kişinin düşünceleri ölümle sonuçlanma ihtimali olan bir hastalık ya da bedensel belirti üzerinedir. Beyin neye odaklanırsanız ona yönelik tepkiler veren bir organdır. Oysaki başlangıçta yaşanılan durum bir baş ağrısıydı. Sonrası ise sempatik sistem aktivasyonu. Ardından bu durumun yanlış yorumlanıp belirtilerin yanlış yorumlanması. 

Hastalık Kaygısı Bozukluğunda Google’da Sıklıkla Aranan Kelimeler

Başım ağrıyor ne yapmalıyım ?

Baş ağrısı, beyin tümörü belirtisi midir ?

Uyuşma neyin belirtisidir ?

Ağrı ne zaman geçer ?

Kalp çarpıntısı hangi hastalık belirtisidir ?

Baş dönmesi neden olur ?

Bayılacakmış gibi olma hissi kendiliğinden geçer mi ?

Sürekli yorgunluk hissi neden olur ?

Kaygı Belirsizlikten Beslenir 

Hastalık kaygısı yaşayan kişiler sık sık çevresindekilerden onay alma ihtiyacı duyarlar. Nasıl görünüyorum ? İyi görünüyor muyum ? Bir şeyim yoktur değil mi ? gibi sorularla iyi olduklarına ikna olmak isterler. Ancak çevresindekilerden aldıkları her onay aslında daha sonra yeni bir onay alma ihtiyacını besler. Çünkü kaygılanmaları onay aldıklarında azalırsa bir sonraki kaygılanmada yine aynı davranışa başvururlar. Bir süre sonra bu kişilerin çevresindekiler söz konusu durumdan yorulabilir, esasen kaygı bozukluğu en çok yaşayan kişileri yorar. Çevresindekilerin boşver, çok takıyorsun gibi söylemleri bu kişileri anlaşılmamış, depresif ve çökkün hissettirebilir. Bu sebeple çevredekiler yerine ruh sağlığı uzmanlarıyla iletişime geçmek daha sağlıklı olacaktır. Bu kişilerin tek ihtiyacı, iyi olduklarına inanmak ve net bir yanıttır. Yaşadıkları semptomların kaygı bozukluğu sebebiyle olduğunu öğrendiklerinde ve kaygı bozukluğunda insanda var olan değişimlerini bilmeye başladıklarında artık yaşadıkları durumlara dair cevapları vardır. Evet şu an kaygılanıyorum ve bu sebeple kalp çarpıntım oluyor diyebiliyor olmak bile başlı başına iyileştirici etkiye sahiptir.

Hekim Kontrolü Şart

Burada dikkat çekmek istediğim bir diğer konuda şudur:

Esasen baş ağrısı ya da herhangi bir ağrı ölümcül hastalıkların tanısında var olabilecek bir belirtidir. Çok düşük bile olsa, bir ihtimal olması kaygılanma için yeterli bir durumdur. Bu nedenle bir hekime danışmak elbette önemli ve gereklidir.  Yaşanılan normal dışı durumlar, Google aramasına devam ederek iyileşmediği gibi kaygıyı ve kişiyi olumsuz etkiler. Bedensel anlamda rahatsızlık oluşturan ve geçmeyen bir durumla karşı karşıya kalırsanız bu aramaya devam etmek yerine uzman bir hekime danışın. Hekimlerin kontrolleri sonrasında bir sağlık sorununuz olmadığını öğrenirseniz, tekraren araştırma yapmayın. Eğer ikna olamıyorsanız, kontrol ettirme amacıyla bir başka hekime daha danışabilirsiniz. Ardından her iki hekimden aldığınız sonuç, herhangi bir sağlık sorununuz olmadığı yönündeyse söz konusu belirtilerin psikolojik kökenli olma ihtimali yüksektir. Bu noktadan sonra atılacak ilk adım, ruh sağlığı uzmanlarına başvurmak olmalıdır. 

Hastalık Kaygısı Bozukluğunda Kullanılan Tedavi Yöntemleri

Psikoterapi & İlaç Tedavisi

Psikoterapi içerisinde Kaygı Bozukluğunda kullanılan en yaygın ve etkili yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapidir. Bu yöntemde öncelikle kaygı bozukluğunun ne zaman ve nasıl başladığı araştırılır. Seansların başında aynı zamanda güven ilişkisi geliştirilir. Sonrasında problem anlaşıldıktan sonra psikolojik olarak danışana yaşadığı durumun nasıl olduğu ve seyrettiği anlatılır. Başlatan, sürdüren nedenlerle beraber nasıl çözüme ulaşabileceğine dair bilgilendirmeyi içerir. Terapide bu kısma psiko-eğitim adı verilir. Seans aralarında danışana davranışsal çalışmalar verilir ve seansta konuşulanları pekiştirmesi talep edilir.  Sonrasında ise çözüm aşamasına geçilir. Kaygı Bozukluğu tedavisinde sık kullanılan diğer psikoterapi yöntemleri ise EMDR ve Şema Terapidir. Ek olarak yine tedavinin bir parçası olarak psikiyatrik ilaçlar da kullanılabilir.

 

Kaygı Bozukluğu hakkında diğer makaleler

Hastalık Kaygısı Bozukluğu

Kaygı Bozukluğu

Yaygın Kaygı Bozukluğu

Agorafobi

Sosyal Fobi