İçerik
Toggle
İçerik
ToggleAlışveriş Bağımlılığı – Onyomani
Bağımlılık; bir maddenin ya da eylemin olumsuz sonuçları olmasına rağmen tekrar ve ısrarla yapılması durumudur. Alışveriş bağımlılığı kavramı ise 1915 yılında Emil Kreapelin tarafından alışveriş “oniomania” (onyomani) kavramını ortaya atmasıyla tanımlanmıştır. Onyomani Yunanca satış anlamına gelen “onios” ve çılgınlık, delilik anlamına gelen “mania” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Söz konusu kavram 1915 yıllarında ortaya atılmasına rağmen 1980 yıllarının sonlarına doğru yaygınlaşmaya başlamıştır.
Alışveriş aslında günlük hayatın ayrılmaz bir parçası ve yaşamın devamlılığını kolaylaştıran bir eylemdir. Ancak söz konusu eylemi fazla yapıyor olmak, çeşitli psikopatolojik durumlara işaret edebilmektedir. “Fazla” kavramı göreceli olduğu için kişinin alışverişin hangi noktada fazla ya da bağımlılık düzeyinde olduğunu detaylıca açıklayalım.
Alışveriş Bağımlılığı Nasıl Anlaşılır?
Alışveriş esasında ihtiyaç ya da istek duyulan bir ürünü satın almak ve karşılığında ücretini ödemektir. Ancak alışveriş bağımlılığında söz konusu durum satın alınacak ürüne ihtiyaç duyulmadığı halde yalnızca alışveriş yapabilmek için alışverişe yönelmeyi içerir. Aslında bu bağımlılıkta satın alınan ürün önemli değildir, satın alma eyleminin kendisi önemlidir. Alışveriş bağımlılığında Ürün alma – Ücretini ödeme döngüsünde ara değişkenler devreye girer.
Haz arayışı – Ürün Alma – Ücretini Ödeme – Kısa süreli haz duyma – Haz arayışı – Ürün alma…
Can sıkıntısı veya kişisel problemlerden kaçınma arzusu – Ürün Alma – Ücretini Ödeme – Anlık unutma…
Gibi döngülerin varlığı söz konusudur. Alışveriş yapmak aslında kişi için zorlayıcı diğer psikolojik durumlardan kaçınmasını ve anlık haz almasını sağlayabilir. Ancak sürekli olarak yapılan bu eylem, kalıcı bir psikolojik iyileşme sağlamadığı gibi kendine bağımlı hale getirerek, maddi manevi pek çok zorluğa neden olur.
Alışveriş Bağımlılığı Nedenleri Nelerdir ?
İnternet Kullanımının Yaygınlaşması: Birçok ürüne ulaşmak geçtiğimiz yıllara nazaran çok daha hızlı ve kolay. Bu durum dürtüsel haz arayışı içindeki kişilerin aklına alışverişi getirebilir. Bu yolla alışveriş haz nesnesine dönüşmüş olur.
Özsaygı ve Özgüven Düşüklüğü: Kendine dair düşük saygı ve güven içinde olan bireyler için alışveriş özellikle de marka ürünler birer statü ve güven aracı niteliği taşımaktadır. Pahalı ürünler aracılığıyla içlerindeki düşük benlik algısını telafi etmeyi denemektedirler.
Duydudurum Bozukluğu: Kaygı, Takıntı ya da Depresyon gibi duygudurum bozukluğu yaşayan kişilerin alışveriş yapma sıklık ve şiddeti artabilir. Bu kişiler patolojik durumlardan kaçınmak için Madde, Alkol ya Alışveriş bağımlılığı gibi hemen her bağımlılık durumuna düşkün hale gelebilir. Mc Elroy ve arkadaşlarının (1994) yaptıkları çalışmada katılımcıların % 70’inin alışveriş bağımlılığının başlamasından önce depresyon tanısı aldıkları rapor edilmiştir.
Kişilik Bozuklukları: Borderline Kişilik Bozukluğu( Dürtüsel ve plansız davranışlar içerir) ya da Narsistik Kişilik Bozukluğu (Yüceltilmiş benlik algısını içerir) yaşayan kişilerin alışveriş bağımlılığına yönelik davranışları söz konusu olabilir.
Statü Arayışı: Sosyal çevrede kabul ve statü arayışı sebebiyle alışveriş bağımlılığı söz konusu olabilir. Kişi tarafından marka ve pahalı ürünler kullanımı bazı çevrelerde önem arz eden durumlar arasında olarak algılanır.
Cinsiyet Farklılığı: Yapılan araştırmalarda alışveriş bağımlılığın kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Alışveriş Bağımlılığı Yaygınlığı
Ülkemizde bu yönde yapılan çalışma sayısı fazla bulunmazken ABD’deki bir araştırmanın sonuçlarına bakacak olursak, genel nüfusun %2 ila 8’inin alışveriş bağımlılığı yaşadığı tahmin edilmiştir (Black, 2007). Amerika’da farklı bir zamanda yapılan başka bir çalışmada ise bu yaygınlık %5.8 olarak tespit edilmiştir.
Alışveriş Bağımlılığının Çözümü İçin Ne Yapılmalı?
Her türlü bağımlılıkta olduğu gibi Alışveriş Bağımlılığında da bağımlılığa neden olan durumu bulmak gerekir. Alışveriş kişinin ruhundaki hangi eksikliği gideriyor ya da alışveriş yoluyla hangi durumlar telafi ediliyor bunu araştırmak gerekir. O kök nedenler bulunduğunda müdahale edilecek durumlar da o kısımlar olacaktır. Bunun en iyi yapılabileceği yol kuşkusuz psikoterapidir. Dolayısıyla bu tarz bir durumda kişinin kendi kendine verdiği mücadelenin yanı sıra bir uzman desteği alması kişiyi çok daha kısa sürede etkili bir sonuca götürebilir. Psikolojik destek hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu makaleleri inceleyebilirsiniz.
Kaynakça
Ayazoğlu, B. A., Aksu, M., Ünübol, H., & Sayar, G. H. (2019). Alışveriş bağımlılığı. Etkileşim, (4), 44-64.
Black, D. W., Monahan, P., Gabel, J. (1997). “Fluvoxamine in the Treatment of Compulsive Buying”. J Clin Psychiatry. 58(4).159-163.
Kearney, M. ve Stevens, L. (2012). “Compulsive Buying: Literature Review and Suggestions for Future Research”. The Marketing Review. 12(3). 233-251.
Koran, L. M., Faber, R., Aboujaoude, E., Large, M. D., Serpe, R. T. (2006). “Estimated Prevalence of Compulsive Buying Behavior in the United States”. American Journal of Psychiatry. 163(10). 1806-1812.
McElroy, S. L., Keck, P. E., Pope, H. G., Smith, J. M., Strakowski, S. M. (1994). “Compulsive Buying: A Report of 20 Cases”. Journal of Clinical Psychiatry. 55(6). 242-248.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca hekimler tarafından koyulabilir.