İçerik
Toggle
İçerik
ToggleGöç Nedir ?
Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının tamamını veya bir kısmını geçirmek üzere, sürekli ya da geçici bir süre için bir yerleşim yerinden bir başkasına yerleşmek amacıyla yaptıkları coğrafi yer değiştirme olayını kapsayan sosyal bir değişim sürecidir. Söz konusu değişim kişilerin psikolojik olarak da değiştirebilmektedir. Göç öncesi, göç süreci ve sonrasında kişinin psikolojik durumu pek çok açıdan farklılaşmaktadır. Bu farklılaşmanın içinde psikolojik ve sosyal anlamda zorluklar şüphesiz yerini alır. Bu makalede, göçün yarattığı psikolojik zorlukların detayları ve çözüm için atılabilecek adımlara dair biz dizi öneriler yer almaktadır ancak öncesinde göçün nedenlerine değinmek faydalı olabilir.
Göç Nedenleri
Göç, tüm toplumsal olaylarda olduğu gibi birçok değişken tarafından etkilenmektedir. Göç eden insanların büyük bir bölümü savaş, iç savaş, etnik ya da dini çatışmalar, siyasi baskı ya da katlanılamaz orana ulaşan yoksulluk nedeniyle, hayatlarını kurtarabilmek amacıyla veya daha iyi yaşam koşulları umuduyla göç etmektedirler. Göç etme sebebi her ne olursa olsun, yaşanılan psikososyal sorunlar hemen her göçle birlikte karşımıza çıkabilir.
Göçün 5 Evresi
Ülke değiştiren göçmenler 5 aşamadan geçmektedirler:
1.Balayı (Honeymoon) Aşaması: Hemen her şeyin pozitif algılandığı evredir. Yeni ülkeye dair birçok plan, hayal ve iyimser tabloyu içerir.
2.Reddedilme: Gerçeklerle ilk yüzleşilen evredir.Bu evrede yeni gelinen ülkenin olumsuz yanlarının fark edilir. Göç edilen ülkede var olup da yeni ülkede olmayanlar veya farklı olanlar algılanmaya başlanır. Bu durum kişide olumsuz duygulanım oluşturabilir.
3.Geri Çekilme: Varılan ülkenin koşulları daha net ve somut olarak algılanır. Yetersiz ve başarısız hissetme, şikayet ve pişmanlık duygularının hissedildiği dönemdir. Bu dönemle baş edebilmek için kişiler kendi alanlarını, kendi kültüründe ki insanlarını içeren bir çevre oluşturmaya başlar.
4.İyileşme, Kabullenme: Varılan ülkedeki koşullara uyum sağlanmaya başlanır. Sosyal çevreyle iletişim gelişir. Düzene adaptasyon geçmiş dönemlere göre çok daha iyi bir noktada olmaya başlar.
5.Tersine Şok: Zaman içinde göç edilen ülkenin vatandaşı gibi hissetmeye başlayıp kendi ülkende önceden normal gelen durumların anormal olarak algılanmaya başlandığı dönemdir. Kişi kendi ülkesine ziyarete gittiğinde, diğer ülkenin davranışlarıyla hareket eder ve bu sebeple kendi ülkesinde adaptasyon konusunda zorluk yaşar.1
Göç Psikolojisi ve Göç Nedeniyle Yaşanan Psikolojik Sorunlar
Stresli yaşam olayları, önemli sosyal değişiklikler ve kişinin içinde doğduğu kültürden daha farklı bir kültürde yaşamaya başlaması adaptasyon güçlüğü ve çeşitli ruhsal sorunlara yol açabilmektedir. Kişinin alıştığı ortamdan ayrı kalması yalnızlık, yabancılaşma, kendini değersiz görme, yakınlarının yokluğu ve onları bırakmasından ötürü hissedilen pişmanlık duyguları bireyi etkilemekte ve yoğun stres yaşamasına neden olmaktadır.2 Göç, daha önce hiç var olmayan psikopatolojik semptomlara neden olabilir. Aynı zamanda önceden var olanların da şiddeti göç nedeniyle artabilir.
Bir göçmenin yaşı, cinsiyeti, göç nedeni, eğitim düzeyi, içinde doğduğu kültür ve ülkede kalma süresi ne kadar olursa olsun göçmenlik durumundan dolayı, onun iç dünyasında bir takım değişiklikler meydana gelir. Göç psikolojisinin detaylıca tarif edildiği duygudurumları birlikte inceleyelim
Yabancılık Hissi: Tüm göçmenler, göç ettikleri yerde birer yabancıdırlar. Göçmeninin dünyasındaki her şey, iklim, çevre, kültür, dil farklıdır. Kişinin dış dünyasında çok somut olan bu yabancılık durumu onun iç dünyasına da yansır. Kendi iç dünyasına da yabancılaşarak bir şeye ve bir yere ait olamam duygusu yaşar. Söz konusu aidiyetsizlik ve yalnızlık duygusu kişinin güvende hissetmesini engellediği için daha kaygılı hissetmesine neden olabilir. Aynı zamanda kendini daha önce hiç yaşamadığı bir psikolojinin içinde buluyor olması da onda bilinmezlik yaratır. Kaygı duygusu da bilinmezlikten beslenerek artış gösterir.
Değersizlik Hissi: Göçmen kendi dilinin, yaşayış biçiminin, çalışma yaşamındaki ve boş zamanlarındaki alışkanlıklarının çevreyle ilişkisinin eskisi gibi anlam taşımadığını ve aynı değerde sayılmadığını fark eder. Kişi kendini ikinci sınıf biri gibi hisseder. Kendi kültüre ait değer yargılarından yoksun olmanın yanı sıra yeni kültürdeki değer yargılarını öğrenmesi uzun zaman alabilir. Yalnızlık ve yabancılık hissiyle birlikte göçmenlerin en sık yaşadığı hislerden biri değersizliktir.
Yetersizlik Hissi: Bu hissi en çok tetikleyen durum kuşkusuz dil yetersizliğidir. Göç edilen yerdeki dili, oradaki insanlar gibi konuşamıyor ve anlayamıyor olmak kişiyi yeteneksiz ve yetersiz hissettirebilir. Özellikle kişide halihazırda mükemmeliyetçi bir kişilik yapısı varsa, konuşulan dil konusundaki yetersizlik hissi uzun yıllar devam eder. Dil dışında oradaki insana ve kültüre dair bilmediği birçok şeyin olması, kişideki yetersizliği tetikler.
Suçluluk Hissi: Göçmen kişi kendi tercihiyle ya da maruz kaldığı durumlar nedeniyle bulunduğu yerden başka bir yere gitme kararını hayata geçiren kişidir. Bu eylemin sonrasında, yeni yerleşim yerinde yalnızlık, kaygı, yoğun stres altındayken kararını sorgulaması işten bile olmaz. Yalnızlık ve yakınlarının yokluğu ve onları bırakmasından ötürü kendini suçlu hissedebilir. Üstelik bu yalnızlık ve suçluluk duygusu, üzüntülü bir anda olduğu kadar sevinçli bir anda da görülebilir.
Özlem ve Boşluk Hissi: Yeni bir yerde yaşamaya başlayan kişi, göç ettiği yerde olup da yeni yaşam alanında olmayan hemen her şeyi özleyebilir. Öyle ki bu özlem kişinin adaptasyon süresine göre değişiklik gösterse de bazen çok uzun bir süre devam eder. Özlenilen durumun olmayışıyla birlikte içinde hiç dolmayan bir boşluk hisseder.
Kişilik Sorunu: Kişinin kendi ülkesindeki kişiliği ile yeni ülkedeki kişiliği çatışabilir. Zaman zaman düşmanlık ve uyumsuzluk duyguları içinde bocalar. İki ayrı kültürün kişinin benliğinde çatışması, göçmenin çocuklarının giderek yeni toplumun bir parçası olması ile derinleşir.
Depresyon: Almanya’da yaşayan genç Türk hastalarda kültürel uyum, iki kültürlülük ve psikiyatrik bozuklukların değerlendirildiği 220 kişinin katıldığı bir çalışmada, Almanya’ya uyum ve adaptasyon konusunda zorlanan 66 bireyin depresyon yaşamaları diğer katılımcılara göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.3
Kaygı Bozuklukları: Her türlü stres faktörü tüm duygudurum bozukluklarını olumsuz etkilemektedir. Göç eden kişilerde kaygı bozukluğu var olabilir. Bu bozukluk, sürekli olarak geleceğe yönelik olumsuz düşünceleri içerir (Burada yapamayacağım, kimsem olmayacak, başıma çok kötü şeyler gelecek) gibi olumsuz senaryolarla gün içinde kişinin zihni meşgul olur. Bunun yanı sıra göç eden kişilerde Sosyal Kaygı Bozukluğu’da görülebilir. Yine kaygı bozukluğu kökenli bir rahatsızlık olan Obsesif Kompulsif Bozukluk semptomlarında da artış gözlenebilir.
Göç Konusunda Yalnız Değilsiniz
İnsanlık tarihi boyunca çok önemli bir toplumsal olgu olan göç, toplumların sosyal, kültürel, psikolojik, ekonomik ve politik biçimlenmelerini doğrudan etkileyen temel öğelerden birisi olarak kabul edilmektedir. Dünyada küreselleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkileri, bölgesel çatışmalar, yoksulluk, teknoloji ve buna bağlı olarak ulaşım ve iletişim olanaklarının gelişmesinden dolayı göç edenlerin sayısı giderek artmaktadır. Uluslararası göçmen sayısının 1965’de 75 milyon, 2000 yılında 150 milyon, günümüzde 214 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Dünya nüfusunda göçmenlerin oranı %3.1’dir ve bugün her 33 kişiden birinin göçmen olduğu belirtilmektedir.4
Göç psikolojisi kişi için zorlayıcı olsa da yalnız olmadığını bilmek çoğu zaman iyi gelir.
Yaşanan Psikolojik Sorunların Çözüm Önerileri
Psikolojik sorunlar, aynı tanı söz konusu olsa bile, yaşanan durumda kişisel pek çok farklılık söz konusudur. Göç, bir insanın hayatında yaşayabileceği en köklü değişimlerden biridir ve bu denli bir değişimin elbette zorlayıcı süreçleri olabilir bu yüzden göç konusundaki en temelde bilinmesi gereken gerçek, kolay olmayabileceğidir. Diğer psikopatolojik durumlara dair çözüm önerilerini başlıklar altında inceleyelim
Kendinize Zaman Verin: Göçün psikolojik açıdan en zorlayıcı kısmı sosyal izolasyon hissetmektir. Yeni ülkede yalnız hissetmek çok gerçek ve doğaldır. Çünkü varılan ülkedeki sosyal çevreyi arttırmak için zamana ihtiyaç vardır. Bu yüzden yalnız hissettiğinde bunun geçici olduğunu hatırlatıp, yalnızlığının değersizlikle ilişkili değil değişimin doğal sonucu olduğunu tekraren hatırlatmak gerekir.
Kişisel Algılamayın: İnsan, yeni öğrendiği hemen her durumda hata yapar. Dil ve sosyal adaptasyon konusunda yaptığın hataları kendi yetersizliğin sebebiyle olduğu düşünmek pek adil olmayabilir. Hata yapan insan yetersizse, her insan yetersizdir. Öğrenmek için kendinize karşı anlayışlı olmayı deneyin.
Sosyal Desteği İhmal Etmeyin: Göç eden kişi kendini bu kadar zorlandığı ve geldiği ülkeyi özlediği için suçlu ve yanlış bir şey yapmış gibi hissedebilir. Bu sebeple seni daha gerçekçi düşüncelere sevk edecek yakınlarınla iletişimin uzaktan bile olsa sürmesi iyi olabilir. Bu durum sosyal izolasyon ve yalnızlığın azalması açısından da önemlidir.
Psikolojik Destek Alın: İnsanın kendi iç dünyasındaki daha önce hiç karşılaşmadığı yanlarıyla göç sonrasında karşılaşması kuvvetle muhtemeldir. Bu bilinmezlikler ve zorlanmalar aynı zamanda dış dünyada da sosyal ve kültür uyumsuzluğu nedeniyle yaşanmaktadır. Bütün bunlar düşünüldüğünde psikolojik durumların içinden tek başına çıkmaya çalışmak kişi için zor olabilir. Bu sebeple insan psikolojisi eğitim almış profesyonellere danışmaktan çekinmeyin.
Unutmayın, göçün yarattığı psikolojik zorluklar zamanla ve doğru müdahalelerle daha baş edilebilir hale gelir.
Kaynakça
- Oberg, K. (1960). Cultural shock: Adjustment to new cultural environments. Practical anthropology,(4), 177-182.
- Şahin C. Yurt dışı göçün bireyin psikolojik sağlığı üzerindeki etkisine iliskin kuramsal bir inceleme. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 2001; 21(2):57-67.
- Gül V, Kolb S. Almanya’da yaşayan genç Türk hastalarda kültürel uyum, iki kültürlülük ve psikiyatrik bozukluklar. Turk Psikiyatri Derg 2009; 20:138-143.
- International Organization for Migration (IOM). Facts and Figures, 2012. http://www.iom.int/cms/en/sites/iom/ home/about-migration/facts–figures-1.html (accessed at 03.07.2012).
- Oberg, K. (1960). Cultural shock: Adjustment to new cultural environments. Practical anthropology,(4), 177-182.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.