İçerik
ToggleTıkınırcasına Yeme Bozukluğu Nedir ?
Tıkınırcasına yeme bozukluğu yemeyi durdurma davranışı üzerinde kontrol kaybı hissinin yaşandığı ve buna bağlı olarak aşırı miktarda yeme atakları ile karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu yeme bozukluğuna sahip kişiler kısa bir süre içinde olağandışı miktarda yiyecek tüketirler. Kişi aç olmayabilir, ancak normalden çok daha hızlı bir şekilde rahatsızlanıncaya kadar yemeye devam edebilir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğunda, oluşabilecek etkileri önlemek için kusma yoluyla yiyeceklerden kurtulma gibi sağlıksız tedbirlere başvurulmaz. Tıkınırcasına yeme bozukluğu, yeme bozukluğuna bağlı psikopatolojiler ve başka ruhsal bozukluklarla ilişkili olabilir. Tüm bu etkiler duygusal, davranışsal ve fiziksel rahatsızlıklara neden olarak bireyin yaşam kalitesini ciddi bir şekilde düşürür.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Kimlerde Görülür ?
– Tıkınırcasına yeme bozukluğu en yaygın olarak erişkinlerde görülür.
– Genel olarak aşırı kilolu veya obez kişilerde görülür.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğun Tanı Kriterleri/Belirtileri Nelerdir ?
- – En az üç ay boyunca haftada en az bir kez kontrolden çıkmış bir şekilde yeme davranışında bulunmak.
- – Kendini tekrar tekrar gösteren aşırı yeme dönemlerinin meydana gelmesi.
- – İki saatlik bir süre gibi belirli bir süre içinde olağandışı miktarlarda yiyecek tüketmek.
- – Yeme davranışını kontrol altında tutamamak, ne kadar yendiği konusunda kendine engel olamamak.
- – Açlık hissinin görülmediği zaman dilimlerinde bile aşırı miktarlarda yiyecek tüketmek.
- – Normalden çok daha hızlı bir şekilde, rahatsızlanıncaya kadar yemek.
- – Yemek yeme davranışından dolayı kendine karşı suçluluk hissetmek.
- – Kontrol altında tutulamayan yeme davranışının beraberinde getirdiği kilolardan dolayı vücut şeklinden hoşlanmamak, iğrenmek.
- – Yeme davranışının beraberinde getirdiği utanç duygusundan dolayı yalnız kalınan zamanlarda yemeye yönelmek.
- – Kontrolsüz yeme davranışının ortaya çıkarabileceği etkileri önlemek için sağlıksız tedbirlere (kusma davranışı gibi) başvurmamak.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun Görülme Sıklığı Nedir ? Kaç Yaşında Başlar/Nasıl Seyreder ? Şiddetli ve İlişkili Bozukluklar Nasıldır ?
2021’den önceki genel nüfusta yeme bozuklukları yaygınlığını güncellemek için yapılan bir çalışmaya göre tıkınırcasına yeme bozukluğunun yaşam boyu yaygınlık oranı %1,53’tür. Tıkınırcasına yeme bozukluğunun Batı ülkelerindeki yaygınlığı, Asya ülkelerine kıyasla 2 kat daha fazladır. Cinsiyete bakıldığında, kadınlardaki yaygınlık, erkeklere göre birkaç kat fazladır.
Kadınların erkeklere göre yaşam boyu prevalansının oranı 2.1’dir. Geçmiş yıldaki en yüksek yaygınlık ergenlerde bulunmuştur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu, belirtilerinin benzer olması açısından başka bir yeme bozukluğu olan bulimia nervosa ile ilişkili görünmektedir ancak tıkınırcasına yeme bozukluğunda bulimia nervozada olduğu gibi kusma davranışı gibi uygunsuz telafi edici tedbirler yoktur.
Bulimia nervozanın yaşam boyu yaygınlık oranı %0,63 olarak tıkınırcasına yeme bozukluğuna göre daha düşüktür. Her iki yeme bozukluğunda da kadınlardaki yaygınlık erkeklerden fazladır. Öte yandan, kilo vermek için tedavi arayan obez bireylerin %30’unda tıkınırcasına yeme bozukluğu olduğu bulunmuştur. Ayrıca duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve kişilik bozuklukları, tıkınırcasına yeme bozukluğuna en çok eşlik eden rahatsızlıklardır.
Haftada ortalama 1-3 kez tıkınırcasına yemenin meydana gelmesi, tıkınırcasına yeme bozukluğunun ağır olmayan bir şiddetle kendini gösterdiğini belirtir. Haftada ortalama 14 veya daha fazla sayıda tıkınırcasına yemenin meydana gelmesi ise aşırı derecede bir şiddetle kendini gösterdiğini belirtir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun Tedavisi ve Çözüm Yolları Nelerdir ?
Tıkınırcasına yeme bozukluğunda meydana gelen aşırı yeme dönemlerini ortadan kaldırarak kişiye vücudun ihtiyaç duyduğu kadar daha sağlıklı bir yemek yeme alışkanlığı kazandırmak için bazı tedavi yöntemleri mevcuttur. Bu tedavi yöntemlerinden biri ilaç tedavisidir ancak yapılan bir çalışmada ilaç tedavisinin orta derecede etkili olduğu bulunmuştur.
Daha uzun vadeli ve ilacın bırakılmasından sonraki dönemi içeren gözlemsel takibe ihtiyaç vardır. Öte yandan psikoterapiler, tıkınırcasına yeme bozukluğunun tedavisinde yer alır. Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT), en iyi işleyen tedavi yöntemidir. BDT, tedavi sürecinde bazı işlevsel olmayan düşünce kalıplarını ve bunların altında yatan düşünceleri inceleme fırsatı verir. BDT’de aşırı yeme, kişinin fiziksel görünümü ve vücut ağırlığı üzerindeki olumsuz düşünceleri hedef alınır.
Bu terapi yönteminde kişinin kilo alma, kendi dış görünüşü gibi rahatsızlığa yol açan bu düşünce kalıplarının belirlenip daha esnek inançlarla değiştirilmesi hedef alınır. Tedavi süreci ortalama yirmi seans olarak planlanır ve üç evrelidir, her evrede ise farklı tekniklerle ilerlenir. Duyguların düzenlenmesi amacıyla geliştirilen Diyalektik Davranış Terapisi (DBT), diğer bir psikoterapi tedavi yöntemidir. Bu terapi yönteminde dört temel tedavi alanı vardır: Farkındalık, sıkıntılı duygular karşısında toleranslı olabilme, duygu düzenleme ve kişilerarası etkinlik. DDT’nin asıl hedefi, yaşanan değişimlere uygun hareket etmek için duyguları düzenleme becerisi geliştirmektir.
Başka bir tedavi yöntemi, Kişilerarası Psikoterapidir. Tedavinin ilk aşaması olan ilk dört seans, yeme bozukluğunun ortaya çıkışının ve kalıcılığının ayrıntılı bir kişilerarası incelemesini içerir. Bu aşamada, tedavinin ikinci aşamasının önemli noktasını oluşturan kişiler arasındaki günlük sıkıntıların dışa vurduğu alanlarda sorunların giderilmesine yönelik farklı değişikliklere gidilir. Son üç seans, kişinin daha iyi bir hale getirilmesini ve ileride karşılaşabileceği olası kişilerarası zorluklar için bir yol belirlemeyi içerir.
Davranışçı Yöntemlerle Kilo Verme Terapisi (DYKVT) ise, kişinin benlik saygısını ve vücut imajını geliştirerek kilo vermesine yardımcı olmayı hedefler. Hem fazla gıda alımının kısıtlanmasını, hem de vücut egzersizlerini gerektiren özel bir programla ilerlenir.
Programın temel özelliği kalori kısıtlaması gibi gereklilikleri kişinin kendisinin de takip etmesidir. Öte yandan, Kendi Kendine Yardım Terapisi (KKYT) kendi kendine tedaviyi hedefleyerek kişiye tedavi süreci hakkında bilgi veren ve tüm aşamaları açıklayan bir kitap sunar. Amaç, kişinin kendisini kontrol altında tutması, gözlemlemesi ve olası rahatsızlıkların giderilmesi amacıyla bazı yollar izleyerek sağlıklı bir yeme şeklinin oluşturulması sağlamaktadır. Tedavi süresi toplam 10 saattir. İlk seansın süresi yaklaşık 1 saat sürerken sonraki seansların süresi 25 dakikadır.
Referanslar
Turan, Ş., Poyraz, C. A., & Özdemir, A. (2015). Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu [Binge eating disorder]. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 7(4), 419–435.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/115215
Qian, J., Wu, Y., Liu, F. et al. (2022). An update on the prevalence of eating disorders in the general population: a systematic review and meta-analysis. Eat Weight Disord 27, 415–428. https://doi.org/10.1007/s40519-021-01162-z
https://link.springer.com/article/10.1007/s40519-021-01162-z
Giel, K.E., Bulik, C.M., Fernandez-Aranda, F. et al. (2022) Binge eating disorder. Nat Rev Dis Primers 8, 16. https://doi.org/10.1038/s41572-022-00344-y
https://www.nature.com/articles/s41572-022-00344-y
